SESLİ DİNLE

(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kahta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.)

Hacı İdris aslen Siirt’li olup, Gavs Seyyid Abdulhakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi. 

Kasrik’te bir gün Gavsımızın evinin yolu üstünde Dr. Ahmet ve yarbay Mehmet’i gördüm garip ve enteresan gözüküyorlardı ellerinde birer tane kocaman şeffaf poşet vardı (kuru temizleme poşetleri gibi büyük ve şeffaf) Hayırdır kurbanlar siz burada ne yapıyorsunuz O ellerinizdeki poşetler ne içindir diye sordum.

Söyleyip söylemek arasında tereddüt ettiler ama İdris biz buraya geliyoruz himmet sohbet ve muhabbet ile doluyoruz ama ayrıldıktan sonra çabucak yitiriyoruz zayi olup gidiyor sâdatlardan aldıklarımız Gavsımızı bekliyoruz gelince bunları anlatıp Gavsımız dan bu poşetlere nazar edip bize doldurmasını rica edeceğiz onun için onun yoluna çıkmışız dediler.

Ben de muziplik olsun diye yahu siz okumuş yazmış tahsilli insanlarsınız bunun için Gavs’a ihtiyaç yok onu yormayın verin poşetlerinizi ben doldurayım dedim.şaşırarak birbirlerine baktılar sonra

Dr. Ahmet ben İdris’e razıyım Gavsın mürididir yarbay bende razıyım dediler ve bana ellerindeki poşetleri verdiler bende poşetin birini açtım rüzgara tuttum ve ya Gavs deyip şişen poşetin ağzını bağladım sonra diğerini de aynı şekilde yaptım ellerine verdim.Köyün ortasında ellerinde kocaman içi hava dolu poşetlerle bekleyen bu güzel sofiler ve onlara bakan bizler çok komik bir görüntü oluşturmuştuk.

Derken birden Gavs çıka geldi yanımıza hepimiz donduk kaldık Gavs bize gülümseyerek hayırdır sofiler deyince yarbay Mehmet durumu açıkladı; Gavsımız poşetleri tek tek eline aldı ve onlara nazar etti gülümseyerek alın bakalım dedi ve camiye yürüdü. Onlar da poşetlerini divana koydular ve beraber hizmete gittik.

Bir müddet sonra divana gittiğimde poşetleri görünce kendi kendime içlendim ben niye bir poşet alıp onlar gibi yapmadım diye pişman oldum. Yarbay Mehmet poşetini alıp gitti Dr. Ahmet’te uzak bir yere hizmete gitmişti ben de onun poşetini (balonunu) kaçırdım Siirt’e götürdüm. Dr. Ahmet balonunu benim aldığımı duyunca bana telefon etti gelip alacağım dedi ben sana getiririm dediysem de durduramadım taa Diyarbakır dan Siirt’e kadar geldi muhabbet ile beni hoş gördü.

HİMMET, NİSPET, MUHABBET dolu poşetini alarak Diyarbakır’a geri gitti (200 km geliş 200 km gidiş toplam 400 km) Bazıları söylüyorlar bunlar ne güzel sofi olmuşlar diye sormuyorlar bunlar nasıl sofi olmuşlar.

Engin’den

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.