SESLİ DİNLE

Hacı abi hayatımın her safhasında (ölü yada diri ) bana her zaman dostluğunu ve arkadaşlığını esirgememiştir. Allah için oturduğum her mecliste iyi niyet  ile başladığım her sözde bana anlattıkları ile birlikte yaşadıklarımız ve hissen ruhaniyeti ile her zaman yanımda olmuştur.

Hindistan’a seyahatlerimin ilki yarı ticaret yarı ziyaret şeklinde idi muhtelif şehirlerde ticari işlerimi bitirip bir an önce yeraltı ve yerüstü dost ziyaretlerimi yapmak istiyordum elhamdülillah bereketi ile 15 günde bitirebileceğimiz ticari faaliyetleri 5 günde bitirdik ticaret tamamdı şimdi yeraltındaki ve üstündeki dost ve büyükleri ziyaret zamanıydı 🙂

Dostum ve kardeşim Dr. Parwez bana rehberlik etti Mumbai’den Serhend şehrine seyahat ederek İmamı Rabbani’nin (k.s) ve çevresindeki velileri ziyaret ettik. Torunu ile beraber olduk çok güzel zamanlardı. Dönüşte Mumbai’den dostlarımız ve sofilerin olduğu başka bir şehir olan Haydarabat’a uçak ile gittim sağ olsun oranın reisi başkanı olan Hasib Saab beni karşıladı ve misafir etti oradaki günlerde Hasib Saab ile sofiler ve saadat sohbetleri yaptık oradaki bir çok şeyi anlamama yardımcı oldular çok şey öğrendim kendisinden Allah razı olsun.

Bir hafta sonu sabahı Hasib Saab ile kahvaltı ederken “kurban bugün merkezi sohbet var merkez vakfa gideceğiz” dedi hazırlandık gittik sofiler gayet güzel

organize olmuşlar her yer pırıl pırıl hizmette olsun gelen sofiler olsun nur içinde parlıyorlar zaman geldi namazlar kılındı hatme yapıldı sohbet maksadı ile Hasib Saab sohbetçi yerine geçti ve Hintçebir şeyler söyledi o konuşurken Türkiye ve ismim geçince bir şeylerden şüphelendim ama ihtimal vermedim konuşması bitince bana dönerek “haydi engin abi bu gün sohbeti sen yapacaksın” dedi ben sohbetçi değilim bu maksat ile de gelmedim dediysem de “kurban Gavs’tan bir sofi bize geldi o varken sohbeti ondan dinleyelim diye ben anonsu yaptım bile herkes seni gördü bildi merak ediyorlar bak başka şehirden gelenler de var sen yapacaksın olmaz kurban” dedi. Mecburen peki dedim.

Demeye peki dedim ama ne anlatacaktım rabıta yaparak istimdat istedim saadatlar hatırıma hacı İdris’in bir kıssasını getirdi daha önce anlattığım (Hacı İdris anlatıyor 38 SOHBETÇİ )benim durumuma çok uygun olan bu kıssayı hatırıma getirdiler. Bende anlattım sofiler memnun oldular ve sohbetten sonra da hacı abiyi sordular aylık sohbet bitti ama hacı abi sohbeti bitmedi orada kaldığım süre boyunca onlar sordu ben anlattım öyle ki şimdi Hindistan’da sofiler ona Fatiha okuyorlar hatta bu sene hacı abinin ölüm yıldönümünü bana onlar hatırlattılar (Engin abi biliyor musun bugün kimin vefat yıldönümü diye şaştım kaldım ) hacı abinin böyle durumlarda kullandığı bir söz vardı sohbet ve muhabbet ortamlarında saadatları anlatır anlatır ama içten içe tatmin olmaz bu mübarekler başka nasıl anlatılır diye düşünürken söz bulamamanın ıstırabı ile cezbe ve coşkuyla feryat ederek;

“Emiii bu sâdatlar nereye gitmiş vallahi kimse bilmiyor”

derdi.

Gerçekten bu saadatlar nereye gitmiş kimse bilmiyor lakin ben gittiğim her yere Sâdatların hoş sofisi benim abim hacı İDRİS abimi her yere götürdüm.

Gönlümdeki ve dilimdeki tahtında benimle her yere geldi…

‘’HACI İDRİS İLE….. KANADA’da… AFRİKA’da…Sudan-Somali….. UZAK DOĞU’daÇin-Kore-Taiwan-HongKong-Singapur…..ARABİSTAN’da…Katar-Mısır-Suriye-Kuveyt- Sudi Arabistan-Bahreyn-Umman-Birleşik Arap emirliği…..AVRUPA’da… Almanya-İtalya-Fransa-İsviçre-Hollanda-Yunanistan’’

Yaşarken varlığı ile vefatında hatıratı ve ruhaniyeti ile beni hiç yalnız bırakmadı dünya ahiret dostluk böyle olsa gerek

Engin’den

19 Yorum

Yorum Yapın