Hacı İdris abi Sultan Hz’nin halifesi Molla Ahmed’i sadakati ve muhabbeti sebebi ile çok severdi. Seneler içinde gelişen arkadaş ve dostlukları sofilikte ki yoldaşlıkları onları hiç tanımayanlar tarafından bile fark edilirdi.

Dışarıdan bakan yaban gözler bile onların arasındaki bu muhabbeti  görürdü. Molla Ahmed aslen Van’lı olup küçük yaşta baba Gavs Abdulhakim Hz’nin himayesine girmiş onun ilim ve tedrisatından geçmiş ilmini tamam ettikten sonraki yıllarda medresede alim olarak hizmet etmiş. Bu kapıya sadakat ve muhabbeti sebebi ile  herkese nasib olmayan haneye kabul edilip haneden evlendirilmiş sonrasında Muhammed Raşit hz’nin döneminde Gavsımız Abdulbaki Hz. ile birlikte halife olmuştur. (Sultan hz.’nin son halifesi molla Ahmed’dir).

Sultan hz.’nin vefatı ile birlikte gavsımıza biat etmek istediysede Gavs Abdulbaki hz. senin irşad yerini şeyhimiz belirledi emir üzerine oraya gitmelisin diye onun biatını kabul etmemiştir ve onun Van’da irşada başlamasına bizzat yardım etmiştir. Kısaca anlatmaya çalıştığımız Molla Ahmed böyle maddi manevi yiğit bir zattır.

Siirt’e arkadaşlarla hacı abiyi ziyarete gittiğimiz bir zaman Hacı abi “haydi vefat etmiş saadatlarımızı ziyaret edelim sonra da Van da Molla Ahmed’e misafir olur onu ziyaret ederiz” dedi. Bizde muhabbet ile tamam deyip yola çıktık yolda Saadatları ziyaret ede ede Van’a ulaştık. Gelmeden kendisine haber etmiştik yolda defalarca aradı ve sordu ki neredesiniz diye vardığımızda da sokağının başına kadar müridleri ile çıkmış bizi bekliyordu Hacı abiyi görünce “Vay benim Gavsımın yadigarı Sultanımın sofisi Gavs Abdulbaki’nin yoldaşı hoş geldiniz safa getirdiniz ne güzel yaptınız da geldiniz” diye bizi bir karşıladı ki biz hepimiz çok şaşırdık onun bu muhabbet ve mütevaziliğine ve bize gösterdiği ev sahipliğine hayran kaldık.

Bizi tekkesi ve camisine davet etti misafir etti.

Derken namaz vakti geldi camiye girdik gamet getirildi. Hepimiz bekledik çünkü imamet makamı boştu doğal olarak hepimiz Molla Ahmed’i bekliyorduk kendisi hacı abiye dönerek şeyhimin güzel sofisi buyur kurban namazı bize sen kıldır dedi (hacı abi ilim ehli hoca molla değildi) şaşkınlıkla Seyda Molla Ahmed’in tevazunu izledik ve gördük ki (kibir riya ve benlik olmayınca alim hoca ve molla ne kadar tatlı oluyormuş)

Hacı abi “olurumu kurban estağfurullah” deyip onu imamete davet etti. Mübarek geçti ve müridanı ile beraber namazı kıldırdı. (O anda Seyda Molla Ahmed’e  gerçekten baktım eğer hacı abi geçseydi mihraba ne yapar diye onda hiç tereddüt görmedim gerçekten ona razı ve memnundu bu teklifi gerçekten içselleştirerek yapmıştı… Bu seviyede bu nezaket ve letafet ile davranmak ancak kamil ve mükkemmil mürşidden alınan tasavvuf terbiyesinden başka bir mefhum ile açıklanmaz sanırım) maşallah barekallah.

Devamında bizi evine götürdü kalmayalım gidelim diye ısrar etsekte evde “anne size özel kendi elleriyle yemek sofra hazırladı Sultan babamın ve mürşidimin sofileri gelmiş” diyerek  bu defa annenin  nezaketi ve daveti bizi bir defa daha gönülden fethetti…

Neticede biz de Anladıkki bütün bunlar hacı İdris’in bu yolda yürürken birlikte olduğu saadatlar sebebi iledir ve bu nezaket ve nefaset sahibi asil insanlar Allah yolunda Allah için nasıl olunması gerektiğini bize hal ile anlatıyorlar…

ve o güzel insan bu gün sofiliği ilmi irşadı ve muhabbeti ile                     

SEYDA AHMED EL ÜVEYSİ EL VANİ k.s. olarak anılmakta ve sevilmektedir. Tasavvuf  terbiyesine ve irşadına Van’da devam etmektedir. Allah makamını ali etsin.

Engin’den

18 Yorum

Yorum Yapın