(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kâhta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.)

SESLİ DİNLE

Hacı İdris aslen Siirt’li olup, Gavs Seyyid Abdulhakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi. 

Gavs himmeti merhameti çok büyük bir zâttı.

Bir gün rüyamda birbirine geçmiş zincir halkaları görüyorum halka şeklinde lunaparklarda dönme dolap gibi oturaklı birbirine geçmiş zincirler büyüyerek halkalar şeklinde gökyüzüne kadar halka halka gidiyorlar her bir zincir baklasının üstünde bir isim yazıyor ben de bakıyorum bazı isimleri tanıyorum onlar benim arkadaşlarım sofiler yani soruyorum bu nedir? diye cevaben bu Nakşibendi sofilerinin zincir ile birbirine kenetlenmiş halkalarıdır. Allah Allah bu halkalar nereye kadar gidiyor diye baktım taa gökyüzüne kadar artık gözümün görebildiği yere kadar oradan da öteye öylece devam ediyor. Sonra ben bakarken birden gözümün görmediği yerden bir zincir halka düşmeye başladı. Süphanallah içim çok yandı üzüldüm çünkü biliyordum ki o bir sofinin halkasıdır. Bulunduğum yere yakın bir yere düştü büyük bir heyecan ve merak ile gidip baktım üstünde sofi sado yazıyordu bir nara atarak uyandım baktım ağlıyorum acısı içime çökmüş rüyamda uyandıktan sonra da sanki gerçekmiş gibi üzüldüm.

Sofi SADO: Gavsımız dan önce 3-4 saadat görmüş Gavs’ın çok hürmet ettiği çok nazlı ve yaşlı bir sofiydi öyle ki Gavs nereye gitse ona teklif eder Gavsa ne ikram edilse önce onun önüne koyar sofi sado ya saygı sevgi ve adabından hiç taviz vermezdi. (biz sofiler sofi sado ya zaman zaman Gavsa davranışlarından yaptıklarından dolayı çok kızardık) Fakat Gavs’ın talimatı gereği ona karşı kıpırdayamazdık ben de dâhil sofi sado’nun çok kerametine tanık olmuş sofi vardı

(bir defasında camide vird çekiyordum kapı açıldı birisi girdi bende bu kimdir diye içimden merak ettim. “İdris böyle vird mi çekilir giren benim sen işine bak kapıya değil” dedi sofi sado) velhasıl saadatlara çok hizmet etmiş çok görmüş geçirmiş birisiydi.

Bu rüyanın etkisinde çok kaldım ve derhal Gavs’ın huzuruna çıktım rüyada gördüklerimi anlattım mübarek durdu işaret parmağını dudaklarına götürdü. “Şşşştttt İdris gördüklerin doğrudur yalnız bunu hiç kimseyle paylaşma dedi. Beli kurban dedim merakım ve hayretim katlanarak büyümüş ama Gavs’ın tembihi gönlüme sükûn vermişti

 Ama ben bunu hiç unutamadım. Günler günleri takip etti günden güne sofi sado Gavs ile hukukunu bozmaya tavırlarını daha aşırıya götürmeye başladı ve en sonunda Gavs’ı kendisine küstürdü yetmiyormuş gibi “Abdulhâkim eğer barışmak istiyorsa bana gelsin özür dilesin”e kadar vardırdı (rüyamdan itibaren bu son noktaya gelinmesi tam 3 yıl sürdü)

Gavs ne yaptıysa ne söylediyse olmadı araya hatırlı insanlar koyduysa da sofi sado razı olmadı en son olarak halifesi olan Molla Ali ve beni çağırdı gidin sofi sado ya son olarak söyleyin başka gelen olmayacak bu sondur deyin ve onu tatlılık ile ikna etmeye çalışın.

Sofi Sado Molla Ali’yi çok severdi hatta onun vesile olduğunu duymuştuk Molla Ali de Gavs’ın ilk halifesi olma şerefine ermiş çok âlim fakat çok celalli bir zattı ondan hepimiz çekinirdik lakin beni de severdi. Yolda sordum “kurban ne yapacağız sofi sado aşireti çok kalabalıktır ileri geri konuşursa?”Sen hiç merak etme İdris Gavs ne dediyse odur ne bir eksik ne bir fazla sen hiç ses etme benim dediklerimi yap saadatlar ondan da onun aşiretinden de çoktur” dedi… Beli dedim (tamam kabul anlamında )

Sofi Sado’nun evine vardık bizi kabul etti ikram yapmak istedi Molla Ali “emir ile gelmişiz önce Gavs’ın emri” dedi ve tatlı tatlı “kurban sen neden böyle yapıyorsun biz bilmez iken sen biliyordun bütün bunlara rağmen sen Gavs’ı niye üzüyorsun o sana bu kadar hürmet ederken sen neden onun kalbini kırıyorsun ?”

Ayet, hadis, kıssa, emir, adap, edep, menkıbe Molla Ali ne dediyse sofi sado kıpırdamadı. Sofi sado “O kim ki” diye başladı bir sürü sözler söyledi.

Bindiği NEFS atından inmedi.

Bu olan bitene anlam veremiyor hayret ve şaşkınlıkla izliyordum.

Molla Ali gerçekten büyük bir sabır ile dinledi dinledi anlaşıldı sen Gavs’ın usulünden anlamayacaksın dedi. Derin bir nefes aldı ve bak sofi sado dedi Dedi ama zannettim ki gök yere inmiş… “Devamla şimdi sana  Allah için soruyorum beni bu kapıya sen getirmedin mi?”

“Evet, ben getirdim”

“Peki, bana Abdulhâkim çok büyük zattır demedin mi?”

“Evet dedim”

Çok âlim ve büyük mürşiddir demedin mi?”

“Evet dedim”

“Elhamdülillah böyle zatlar ve mürşitler var hala dediğimde sen”

“Hayır, molla ALİ bu senin söylediklerin gibi değil deyip”

“Ben bu gözlerimle görmüşüm Levhil mahfuzda Abdulhakim GAVS ’tır yazdığını seni gördüğüm gibi görmüşüm demedin mi?”

“Evet dedim”

“Peki, bunlar hep yalan mıydı? Yalan mı söyledin?”

“Hayır hayır… Vallahi Billahi Tallahi”

“Hiç biri yalan ya da yanlış değildir”

“Peki, O zaman şimdi söyle hala… Gavs’a ne diyorsun?”

«Öyle ama davamdan vazgeçmiyorum» deyince

İdriiiiss idrriiiss Al bu münkiri melunu karşımdan diye öyle bir bağırdı ki molla Ali O gayret ile sofi sado yu tek elimle kaldırıp evinin dışına kaldırıma koydum. Neredeyse Nefes bile almadan çabucak orayı terk ettik

Gavsa gelene kadar hiç konuşmadık anlatınca mübarek çok üzüldü sonrasında ahvali değişti celallendi ve “onun dosyasını direk Aleyhissalatu vesselama teslim etmişim artık ona kimse bir şey yapamaz” dedi.

Bu olaydan bir ay sonra çarşıda karşılaştık kaldırımda oturuyordu görünce yüzümü öbür yana çevirip geçerken “İdriiss sen kimsin hangi köpeksin de yüzünü benden çeviriyorsun ben saadatlara gezerken sen…” Beli belii dedim yüzümü çevirmedim… “Sonra senin bu Gavs’ın Fatiha’mızı bile elimden aldı Fatiha bile okuyamıyorum” dedi bu onu son görüşüm oldu.

Hakikaten gün be gün sofi sado bunaldı bunadı maddi manevi itibarını kaybetti ve öylece gitti…

Bütün bunlar kendisine ayan olduğu halde neden bu kadar eziyet çekti neden bu kadar sabır etti bilemedim

Ama bildiğim

Gavs himmeti merhameti çok büyük bir zattı…

Engin’den

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.