SESLİ DİNLE

(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kahta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.) Hacı İdris aslen Siirtli olup, Gavs Seyyid Abdul Hakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi.

Bir gün Diyarbakır’da berberde tıraş oluyordum aynadan yola bakıyordum caddeden geçenlerden birisi dikkatimi çekti (ortalama 40 derece sıcakta palto ile hem de o sıcakta dolaşıyordu) giysileri eski yıpranmış hırpani kıyafetli yüzü çilekeş ve minnetsiz bir ifade genel ahvali vakarlı sanki dünyaya meydan okuyan bir hali vardı. Tam başımı çevirecek iken  berber işte yine geldi deyince sen bu adamı tanıyor musun dedim berber hayır tanımıyorum ama zaman zaman ortaya çıkıyor kimseden bir şey istememesine rağmen herkes ona para veriyor bende bazen veriyorum sanırım yine her zaman durduğu yerine gidiyor herkes paraları verince sonrada ilginç bir şekilde ortadan kayboluyor kimdir necidir bilen yok dedi.

Hemen berber koltuğundan kalktım berberin şaşkın bakışları altında ben birazdan gelirim dedim ve o hırpani kılıklı adamın peşine düştüm hızlı hızlı yürüyordu şehrin en çok işleyen ana caddelerinden birisinin dörtyol ağzına geldi ve durdu ona belli etmeden arkasından yaklaşabildiğim kadar yaklaştım yapacağı yada söyleyeceği bir şeyi kaçırmak istemiyordum.

Gözlerini kapattı ellerini ceplerine koydu dudaklarından anladım ki bir şeyler mırıldanıyor belkide bir dua okuyordu bilemiyorum bir müddet böylece kaldı sonra gözlerini açtı ve ancak yakın çevresinden duyulacak kadar yani neredeyse kendi kendine söylüyormuş gibi ön cephesine bakarak büyük bir ciddiyet ve eminlik ile SÖYLE VERSİNLER dedi sonra sağına döndü yine SÖYLE VERSİNLER sonra soluna dönerek yine aynı sonra arkasına dönerek aynı ifadeyi SÖYLE VERSİNLER diyerek 4 cephesine aynı hitabı yaparak ilk cephesine geri gelerek etrafında ki turu tamamladı tekrar gözlerini kapattı ben bütün hayretim ile suphanallah bu ne ola ki bu adam kim ki diye izlemeye devam ettim. Sonra birden şehrin sokaklarından caddelerinden bir sürü insan çabuk çabuk geldiler hipnotize olmuşlar gibi onun paltosunun ceplerine para koyup koyup gittiler o ise hiç gözlerini açmadı ve kimseye bir şey demedi gelip ona para verenler de ne ona nede birbirlerine bir şey demediler vazifeleriymiş gibi nazikçe paralarını verdiler gitti (hatta bana sorarsanız birbirlerini bile görmediler derim) bu olay tahminim yaklaşık 15 dakika sürdü

Gözlerini açtı oradaki işini bitirmiş bir insan edası ile yürümeye başladı ne yaptığından şüphe nede yapacağından endişe duyuyordu ne yaptığını bilen bir makine gibi hareket ediyordu öyle bir eda ile yapıyordu ki gerçekten dikkatli bakmayan asla onun ne yaptığını anlayamaz mümkün değil kimsenin dikkatini çekmezdi. İnsanların içinde Öyle birisi Var mı yok mu belli değildi.

O gitti ben takip ettim Diyarbakır’ın en eski ve tarihi camisi Ulu camiye avlusuna girdi şadırvanda abdest aldı sonra kimsenin göremeyeceği kuytu ve sakin bir köşeye çekildi cebinden bir mendil çıkartarak ceplerindeki tüm paraları içine döktü bir kaç tane bozuk para ayırdı onları başka bir cebine koydu diğerlerini büyük ve küçük kağıt paralar şeklinde ayırdı başka bir cebine koydu ama dikkat ettim paraları saymadı

Kalktı yine hızlı hızlı yürüyerek şehrin en fakir ve yoksul mahallesine girdi bazı evlerin kapısını çaldı bazılarına yatırdığı büyük ve küçük paralardan verdi bazı evlerin kapı altından attı ve başka bir cebine koyduğu bozuk paralar hariç hepsini dağıttı para dağıtım işi bitince bir müddet dinlendi sonra o bozuk paralardan bir ekmek aldı ve su ile yedi sonra Elhamdülillah diyerek vazifesini hakkıyla yapmış bir insan olarak nefeslendi

Sonra birden hızlı hızlı yürüyerek devam etti sıkı sıkı takip etmeme rağmen bir sokakta izini kaybettim ve berbere geri döndüm ve ona bir miktar para bıraktım onu tekrar görürsen bu parayı benim için ona ver sende kendi adına ver çünkü o Allah’ın ilginç kullarından birisi (Aşık-Meczup-Abdal. Ne derseniz) ona verilen paraları fakirlere ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor  kendisi de bir kaç tane bozuk para ayırıyor onunla sadece ekmek alıyor o kadar diye anlattım o da daha önce kimse bunu bilmiyordu dedi…bende şimdi zaman zaman onu yad etmek için SÖYLE VERSİNLER diyorum dua niyeti ile 🙂

Çok taaccüp ettim ve şükür ettim sâdatlar olmasa hayatın derinliklerinden ve bu enteresan insanlardan haberim olmayacaktı halbuki bizim hayata dair gördüklerimiz o kadar az ki gözümüzün önünde cereyan eden çok daha ilginç ve zengin bir dünya yaşanıyor lakin bir velinin dediği gibi

Görene Köre’ne

Engin’den

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.