(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kahta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.)

Hacı İdris aslen Siirtli olup, Gavs Seyyid Abdul Hakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi.

Gavs’ı bulmak bizim hayatımızı hayata bakış açımızı değiştirmiş artık insanlara, dünyaya daha başka bakıyor olaylara, İnsanlara ve hayatın kendisine daha farklı yaklaşıyorduk ayrıca bu durumdan çok memnunduk bu anlayış ve muhabbet ile yaşarken bir gece rüyamda güzel yüzlü sarıklı sakallı diye tabir edilen bira zat gördüm

İdris ben  şeyh Musa’nın talebesi İLYAS (  O bölgede çok eski zamanlarda yaşamış büyük bir alim ve tasavvuf ehli bir zat…halen Siirt’te kabrinin bulunduğu mezarlık onun adı ile anılır)

“Beni bu çöplükten kurtar buradan çıkar” dediğini gördüm çok şaşırdım Allah Allah hayır olsun inşallah deyip o gün kimseye bir şey demeden geçirdim 2.gün gece tekrar aynı zat rüyama geldi ve aynı şeyleri tekrar etti çok güzel ve hoş bir zattı iyice etkilendim. Yine hayr olsun inşallah deyip günü kimseye bir şey demeden tamamladım

3.Gün gecesi rüya tekrar edince bu sefer daha sert ve hükmedici olunca “kurban sen neredesin ben seni nasıl kurtaracağım” deyince mübarek bana Siirt’te bir mahalle ve yer gösterdi “işte buradayım İdris dedi (benimde bildiğim bir yer ve mevkiiydi)

Ertesi sabah doğruca Sofi ihyasın tarif ettiği yere gittim ve baktım eski Siirt diye tabir ettiğimiz Siirt’in ilk yerleşim mahallelerinden birinde eski yapı evler arasında bir arsa ama çöp içinde mahalleli kendine yaramayan ne varsa çöp ile karışık oraya atmış Mezbelelik gibi bir yer olmuş

Peki ben burayı nasıl yapayım nasıl edeyim kazma kazılmaz atma atılmaz tek kişiyle yapılmaz buranın sahibi var mı yok mu? birine söylesem bana gülecek (yani rüya da gördün diye bu kadar iş mi olur diye alay ederler (gerçi umurumda değil lakin nasıl anlatılır bilmiyorum ne yapılır bilmiyorum)

Bari en azından bir araştırayım gerçekten böyle bir zat var mı diye baktım evet geçmiş tarihte bu bölgede böyle bir zat yaşamış hikayesi de şöyle

Sofi İlyas burada yaşayan şeyh Musa’nın talebesi ve müridiymiş dergaha ve şeyhe yakın olarak hizmet edermiş. Şeyh Musa bir kısım talebesi ve müridi ile hacca gitmek üzere yola çıkıyorlar tabi o zamanın şartlarında deve ve yaya olarak uzun zamanda gidiyorlar….

Hac dan önceki gün Mekke de Arafat dağına çıkılan Arafat diye tarif edilen o gün geldiğinde dağa çıkan kafilede Şeyh Musa şimdi memlekette irmik helvaları dağıtılıyordur helva olsa da yesek diyor ( O zamanlar  Arefe günü Siirt’te Arafat’ı yad etmek, kutlamak  için insanlar helva yapar dağıtırlarmış )

Şeyhinin bu isteğine vakıf olan Siirt te hizmette olan İlyas koşarak şeyhinin evinde hanımını ziyaret edip adet üzere (Arefe günü) yapılmış olan helvadan alır tabi şeyh Musa’nın hanımı yenecek kadar verip durunca sofi İlyas ta şeyhimiz de bunu pek severdi dedikçe ( kadıncağız da İlyas’ın canı istiyor ama söyleyemiyor herhalde deyip vermeye devam etmiş o durdukça sofi İlyas şeyhimizde bu helvayı pek severdi diye ilave edermiş)… Kadıncağız da Allah Allah bu İlyas’a ne olmuş acep diye düşünüyor merhametinden İlyas şeyhini çok severdi ateşi gönlüne düştü yada kendi canı çok istedi edebinden de söyleyemedi böyle yapıyor diye düşünmüş lakin olsun bir şey olmaz demiş neticede İlyas helva tenceresini alıp gidiyor konu bitiyor.

Gel zaman git zaman yaklaşık 3 ay sonra hacca giden kafile ve şeyh Musa dönüyor tabi ertesi gün herkes şeyhe hoş geldin ziyaretine geliyor kendisini ziyaret edip elini öpmek isteyenlere Mekke de Arafat dağında olanları anlatıyor. “Siz beni bırakında bize Arafat’ta irmik helvasını sıcak sıcak yetiştiren bizim İlyas’ı yani Şeyh İlyas’ı ziyaret edin” deyip menkıbeyi anlatınca herkes ilyasın peşine düşüyor İlyas kaçıyor cemaat kovalıyor en son evine varıyor ve orada ellerini açıp “Ya Rabbim bu zamana kadar bu benim ile senin aramızda idi artık sırrımız açık oldu ben bunun ile yaşayamam utanırım emanetini al yarabbi” deyince mübarek orada vefat ediyor

Cenazeyi kaldırmak isteyince kıpırdatamıyorlar bunun üzerine gelip şeyh Musa’ya haber ediyorlar şeyh İlyas edebinden oradan kıpırdamaz diyor sonra mübarek “benim selamımı söyleyin şeriattır gerekenler yapılacak seni tekrar buraya defnederiz” deyin o zaman müsaade eder. Hakikaten şeyh Musa’nın dediği gibi yapınca kaldırabiliyorlar defin işleri gerçekleşiyor ve aynı yere defnediyorlar

Bu hikayeye de ulaşınca ya Allah deyip rüyamı sofilere anlattım Onlar da inandılar yardım ettiler Gavsa müntesip ve onun yoldaşlarından Molla HASAN (Suphanallah lakaplı) da bize rehber oldu ve hep beraber çalıştık belediye den valilikten yardım istedik (kamyon kepçe) derken oradan kamyonlarla moloz hurda çöp attık

Hakikaten şeyh İlyas’ın Mezarı ortaya çıktı

Onu güzel çevirdik kabrini imar ettik üstünü kapattık mahalleli için (kadın / erkek) ibadet yeri yaptık

Elhamdülillah şimdi orası sofilere, sofiler oraya hizmet ediyorlar Şeyh İLYAS dergahın tam ortasında metfun sofiler de devamlı şeyh İlyas’ı ziyaret ediyorlar. Benim de en çok huzur bulduğum yerlerden bir yer oldu

Gavs’ın sayesinde Hikmet ve Himmet ile yaşıyoruz…..

Engin’den

67 Yorum

Yorum Yapın