(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kâhta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.)

Hacı İdris aslen Siirt’li olup, Gavs Seyyid Abdulhakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi.

Gavsımız ziyarete gittiğim bir zamanda mübareğe iki adet koç kurban edilmek üzere gelmiş Gavs “sâdatlara 2 kurban geldi bunları kim yapabilir” deyince ben hemen atlayıp “ben yapayım kurbanım” dedim (normal de beni kan tutar ve azıcık bir kan görsem bayılırım) “sen bunları güzel yapabilir misin?” dedi “beli (tabi tamam) kurbanım çok güzel çok şahane yaparım” dedim. “İdris bak biz bunların postunu seccade yapacağız onun için derilerini güzel çıkartın zarar görmesin delik olmasın.Beli kurban başım üstüne haydi o zaman hayvanlar bahçede ağacın altında bağlıdır dedi.

         Ben bahçeye indim maşallah koç gibi koçlar bayağı büyük hayvanlar pek beğendim (eski bir hayvan tüccarı olarak ) oturdum aralarına sarıldım onlara aldı beni bir düşünce ben bunları kesemem kesecek var mı da diyemem işi halledeceğim diye ortaya atlamışım…

            Ne yapayım başladım onlar ile sohbete vay siz buraya nasıl gelmişsiniz aman da nereden gelmişsiniz siz Gavsa kurban mı? Olacaksınız ne güzel ne güzel diye hem ağlıyor hem de böyle onlara hatır yapıyordum. Arkamdan bir ses; “kurban o koçlara ne olacak?”

            Hemen toparlandım baktım güçlü kuvvetli babayiğit birisi “bunlar Gavsa kurban olmaya gelmişler kesilecek dedim.” O yiğit insan “hacı abi ne olur ben yapabilir miyim sana yardım edeyim” deyince “peki sen hayvan kesebilir misin? Bu konuda tecrüben var mı? Bunlar Gavs’ın kurbanları öyle her adama elletemem ayrıca derileri de özel olarak çıkarılması gerek Gavsımız bunlardan seccade yapacak anlayacağın bu öyle herkese verebileceğim bir iş değildir” dedim.

(işin aslı zaten adam arıyorum ama adamı anlamak ve ne kadar yapabilir diye meraktan yapıyorum)

“Hacı abi ne olur bana müsaade et benim de bu kapıya bir hizmetim olsun. Başka işten anlamam ben kasabım bu benim işim deyince (içimden bir ooh geçti lakin) “tamam da ne kadar usta olduğunu nereden bileceğim?” Deyince; “Kurban ben Erzincan mezbahanesinin baş kasabıyım emrimde de şu kadar kasap çalışıyor sen hiç merak etme ben aynı Gavsımızın tarifi gibi yapacağım” deyince “tamam o zaman bir abdest tazele de gel bakalım” dedim. 🙂

“Söyle şimdi malzeme ne istiyorsun” dedim. “Bir iki bıçak bir çengel ve az bir ip bulabilir misin?” Deyince tamam dedim ve onları temin edip geldim. Maşallah ilk hayvanı öyle bir çabuk kesti ki ben ne olduğunu anlayana kadar tulum olarak derisini çıkarttı. Ve hiç bıçak kullanmadan da derisini çıkarıp buyur al hacı abi dedi. Hemen ikincisini de aynı şekilde bitirdi bitirecek baktım ben hiç bir şey yapmıyorum hemen elime bir bıçak alıp bitmiş olan deri çıkarımına yardım edeyim diye ucundan dokunayım derken deriyi deldim şşştt dedim…

Kasap sofi tertemiz iş yaptı ben de karışmasaydım pek güzel olacaktı kasap sofi bana çok teşekkür etti çok dua etti minnettar oldu ona bu hizmeti verdiğim için 🙂

Gavsımız da aman deri zarar görmesin diye de tembih etmişti lakin olan olmuştu (en iyisi ben bu kısmı Gavsa söylemeyeyim dedim içimden)

Güzel tuzladım temizledim ve dadıya (eve) teslim ettim bunlar dama (çatıya) konup kurutulacak dedim hemen geldim. Gavsa… “İdris o kurbanlar nasıl oldu.”Kurbanım gavsımın himmeti ile çok güzel oldular hepsini şöyle şöyle yaptık diye ballandıra ballandıra anlattım ve eve teslim ettim kurban dedim…”Derileri de oldu mu dedi evet kurban çok güzel oldular” dedim ama Gavs sanki bir kusur arıyor 🙂

“Yani hiç delik filan yok değil mi İdris ?” deyince hiç çare kalmadı parmağımın ucunu göstererek kurban şöööyle azıcık ucunda oldu ama çok güzel oldu deyince mübarek güldü güldü oradaki herkes te çok neşe oldu

Allah hizmetini kabul etsin. Tebessümü dudaklarında gitti

Engin’den

111 Yorum

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.