(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kâhta Menzil köyünde ikamet eden Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.)

Hacı İdris aslen Siirtli olup, Gavs Seyyid Abdulhakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi.

Hacı baba bana prostat ameliyatı sebebi ile gelmişti. Prostat rahatsızlığı onu muzdarip etmeye başlayınca sâdatlara gidiyor ve izin alıyor onlarda Hacı İdris’i bana yönlendiriyorlar

Tıp ta uzmanlığım olan bu alanda sayısız ameliyat ve cerrahi müdahale gerçekleştirmiş bir uzman doktor olarak gerekli tetkik ve kontrollerden sonra cerrahi müdahale için hazırlıklarımızı bitirdik ve ameliyata girdik. Yapılması gerekenleri yaparak ameliyatı başarılı bir şekilde bitirdik. (detay: Cerrahi müdahale esnasında erkeklerde sertleşmeyi sağlayan kasların birisinde bir yırtılma olduysa da orayı da tamir ederek yarayı kapattık). Prostat ameliyatlarında prostat ne kadar kazınarak alınsa da az bir ihtimal de olsa bir miktar kalma riski her zaman olabiliyor bu tip ameliyatlarda doğal bir süreçtir…

Hacı baba sağlıklı bir şekilde ayaklandı ve bir zaman benim özel misafirim olarak tedavi sürecinde bizim ile kaldı.

Onun farklı bir maneviyat anlayışı olması hasebi ile hep merak ettim acaba ameliyatımız nasıl oldu? Bunun ile ilgili manevi âlemden ona (müdahale, bilgi, hissiyat oldu mu? diye) birçok defa şahit oldum ki hacı baba sadatlardan habersiz iş yapmazdı ve onlar da onu hiç bir zaman darda zorda bırakmadılar. Bir gün beraber bir yere giderken arabada sordum; “Hacı baba ameliyat nasıl oldu ağrın sızın ne durumda?”İyidir Yakup eline sağlık oğlum” dedi. Devamında “peki sadatlardan bir haber müdahale var mı?” dedim yok falan dediyse de baktım bir şey var ama söylemiyor. “Yok, yok söyle neyse bende bileyim doktorun olarak emin olayım şu sıralar sağlığınla ben ilgiliyim vebal olmasın” deyince;

Bana dönerek “Dr. Yakup Ameliyatta bizim erkekliği az daha söndürüyordunuz çok şükür sâdatlar yetişti de diktiler onardılar bizi… Öylece sıkıntı ortadan kalktı yoksa seninle çok fena kavga edecektik yani anlayacağın seni benim elimden kurtardılar” deyip güldü…’

BEYİN AMELİYATI

Bir başka zaman da ise Hacı baba memleketi Siirt te beyin sarsıntısı geçirmişti kontroller için sâdatlar onu bana göndermişlerdi bende hastanede gerekli cihazları hazırlayıp diğer uzman doktor arkadaşların nezaretinde Hacı babayı beyin ve beden tarama (Tomografi) makinasına koyduk. Makinadan çıkarken yatmakta olan hacı baba eller bağlı pür edep şeklinde çıktı onun o hali normal hasta yada bir insan halinden farklıydı uzun seneler onu tanıdığım için diğer insanlar fark etmediler ama ben anladım ki makinanın içinde bir şeyler olmuş ve bu tıbbi bir durum değildir. 🙂

Tetkikler bitti filmler raporlar Uzman Dr. görüşleri görüşmeleri derken şükür bir sıkıntı, rahatsızlık olmadığı ortaya çıktı biz hastaneden ayrıldık… Arabaya binince muhabbetle bana dönerek “Dr. Yakup sizin burada misafirlere çay ısmarlamıyor musunuz?” deyince “olur mu Hacı baba aman sen iyi ol da sana hemen demlik demlik çay yapalım” diyerek Namaz ve çay için merkez vakfa doğru yola çıktık

Yolda kendisine hastanede cihazda kontrol esnasında halindeki değişiklikleri ve gördüklerimi anlattım hacı baba içeride ne oldu? deyince (tam bu esnada Gideceğimiz yere vardık ve kapısında durduk. Aracı stop edip ona döndüm ve gözlerinin içine bakmaya başladım) Baktı tüm tespitlerim yerinde ve doğru kaçacak yeri kalmadı. Aramızdaki samimiyete istinaden artık söz kalmamıştı başındaki hacı takkesini çıkarttı başını bana doğru eğerek başının ortasına bakmamı söyledi. Başının tam tepe noktasında 1 cm lik bir kızarıklık var. “Dr. orada bir şey var mı?” Dedi. Bende anlattım Hacı baba devam etti “siz beni cihazın içine koyunca başıma sâdatlar geldiler sana gösterdiğim yerden kafamı deldiler ve bir sürü şiş soktular çıkarttılar ve içinden kahve telvesi gibi tortular çıkarttılar sonrada kapattılar işte o kızarıklık oradan… Beni pür edep görmene gelince onların huzurunda ister istemez insan edebe geçiyor ondandır… Elhamdülillah iyi olduk Sâdatların himmetiyle” dedi. Sonra gülerek “yahu Dr. Yakup sizin bu çayınız da ne kadar pahalıya mal oluyormuş yahu hala bize çay vermedin” diyerek muhabbet ile vakfa girdik.

AMBAR YAPIMI

Başka bir zamanda ise ona muhabbet ile

Hacı baba sende yaşanmışlık çok sâdatlar ile çok zaman geçirmişsin sana ilginç gelen yaşadıklarından bize anlat da ufkumuz genişlesin” dedim. Tamam dedi hemen hatırına gelen birisini benim ile paylaştı.

Gavsımız (Abdulhakim el hüseyni) bir gün beni Öğlen namazı çıkışı çağırarak kasrik’te caminin altına götürdü ve İdris İkindi namazına kadar buraya bir ambar yapmamız beton atmamız lazım dedi. Beli kurban dedim ama bir yandan da baktım kocaman alan nasıl yapacağız anlamında. Gülerek merak etme sofiler de sana yardım edecekler dedi.(alan büyük zaman iki namaz vakti aralığı bir sürü taş taşınması gerek beton karılacak atılacak… Olur değil yani) “İçimden her zamanki gibi vardır bir bildikleri İdris sen sana söyleneni yap teslim ol gayret et sâdatın işi yerde kalmaz Ya Allah deyip başladım ki elinde bir el arabası ve arabada iki üç taş ile bir piri fani ihtiyar bir sofi geldi İdris sen misin? Gavs beni sana yardıma gönderdi dedi bende senden başka gelen var mı? deyince yok dedi ihtiyar sofi. Beni aldı bir gülmek halimiz gülmenin de ötesine geçti ben inşaatçı değilim yardıma gelen ihtiyar sofi ise 10 kg bir taşı kaldıracak dermanı yok bu vaziyette güle güle işe başladık…

İhtiyar sofi taş getiriyor ben beton altını hazır etmeye taşları yerleştirmeye çalışıyorum. Biz böyle çalışırken birden çalıştığımız alanın ambiyansı havası değişti içeride farklı bir hava esmeye başladı gelen taşlar kayaya ağır ve büyük taşlara dönmeye gelmeye başladı.

Sonra baktım bizden başka görünmez başkaları da varmış gibi taşlar benim dışımda da döşenmeye başladı çünkü ben bir taş koyuyorum yanına pat pat pat diye 5-10 taş konuyor görünmez birileri ya da görünmez bir el bize acayip yardım ediyor. Bir müddet şaşkınlıkla olanları izledim sonra akışına bıraktım ve taş döşeme ve beton dökme işi müthiş bir hızla devam etti taşlar döşendi harç karıldı beton döküldü ambar Gavs’ın istediği gibi oldu ve ikindi namazına işimiz bitti

(aklen ve mantıken bu kadar zamanda bu iş mümkün değildi) 

Gavs namaza geçerken bakmaya geldi çok memnun oldu. İdris elinize sağlık çok güzel olmuş bak hem de yetişmiş deyip bizi takdir ederken içimden gülerek yahu kurban bu ihtiyar ile biz bu işi bir ayda ancak yapardık diye geçirince Gavs tebessüm ederek sofiler yardım edecek demiştik ya (ama hangi sofiler :-)Deyip ikindi namazına camiye yürüdüler bizde o yaşlı sofi ile işi bitirmenin gururu ile arkasından camiye çıktık Elhamdülillah

NOT : Bu kıssalar Hacı İdris’in sevdiği yakın dostu ve arkadaşı bazen de doktoru olan Uzm. Dr. Yakup Ziya Genç’tendir. Onun tabiri ile Hacı baba ile bizzat yaşadıkları ve dinledikleridir…

Engin’den

9 Yorum

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.