(Yazıda geçen Gavs hazretleri, şu an Adıyaman Kahta Menzil köyünde ikamet buyuran Gavs’ı Sani Seyyid Abdulbaki hazretlerinin mübarek babalarıdır.)

Hacı İdris aslen Siirt’li olup, Gavs Seyyid Abdulhakim El Hüseyni hazretlerinin yakınında hizmetinde bulunmuş güzel bir sofiydi. 

Gavs bir gün beni çağırdı gittim baktım yanında Muhammed Raşit var (Gavs k.s kendinden sonraki Mürşit olan oğlu Sultan Seyda namı ile tanındı) İdris Raşit ile beraber gidin bize bir patoz (harman makinesi) alın” dedi.

“Beli kurban” deyip Beraber Konya’ya yola çıktık iyileri orada imal ediliyormuş yolda sordum “kurban sende bir adres var mı nereye gideceğiz” dedim “yok İdris hele Konya’ya gidelim bakacağız” dedi Gavs’ın oğlu Konya’ya vardığımızda akşam ezanı okuyordu karnım da çok acıkmıştı ne yapacağız şimdi dediğimde mübarek. ”İdris en yakın cami minaresine bak hemen gidip namazı kılalım”  dedi bakıp hemen bir camiye doğru yöneldik

Namazı kıldık rabıtaya oturduk ben biraz geriye kalıp kapıya yakın oturdum.. Oturdum ama aklımda bin bir soru var şimdi ne yapacağız nerede yemek yiyeceğiz nerede yatacağız akşam oldu kimseyi tanımıyoruz kimse bizi tanımıyor vb. sorular kafamın içinde uçuşurken yanımda 2-3 kişi ayakta durduğunu hissettim.

(Gavs’ın oğluna benziyor neyse bu sofi rabıtadan kalkınca sorarız belli ki beraberler) Bu konuşmaları duyunca ohhh dedim sofiler bizi buldu rabıtayı çok uzatmadan hemen kalktım (ne olur ne olmaz diye :)) Sultan ise hiç istifini bozmadan uzun uzun rabıtada kaldı.

Ben kalkınca “sofi siz hoş geldiniz bu Gavs’ın oğlu değil mi ?” Evet deyince pek sevindiler ben hepsinden çok sevindim mübarek te o arada kalktı ve geldi ziyaret ettiler ve davet ettiler 3-4 kişi ayrı ayrı bize gidelim dediler. Muhammed Raşit iki kişiyi göstererek müsaade olursa bu arkadaşlara gidelim sizde oraya gelin dedi.

Gidince öğrendik onlar kardeşmiş sofiler de geldiler o arada sofra  hazırlanırken sordular kurban hayırdır buraya geliş sebebiniz nedir. 

“Patoz almaya geldiğimizi söyledi mübarek adres var mı? nereden alacaksınız” dediler O da “bilmiyoruz belli bir adres te yoktur yarın bakacağız” dedi yemekler yendi kısa sohbet sonrası (yemek esnasında sofilerden 3-4 kişi dışarıda konuştular sonra kardeşlerden biri bir daha ortada gözükmedi) “kurban yorgunsunuz yoldan geldiniz” deyip bizi yatırdılar.

Sabah namazını kıldık sofiler geldiler kahvaltı hazırlamışlardı buraya kadar ben pek memnun oldum yeme içme barınma pek ala olmuş bana hiç zorluk olmamıştı Muhammed Raşit’e

“bize müsaade ederseniz biz hemen işimize bakalım” dedi ev sahibi sofi sordu “kurban başka bir işiniz var mı patozdan başka” hayır yok deyince “rahat olun kurban patozunuz hazırdır” deyince şaşırdık ben nasıl dedim hemen.

“Kurban biz iki kardeş Türkiye’nin en ünlü patoz imalatçısıyız siz akşam söyleyince hemen iş bölümü yaptık birimiz fabrikaya gitti bir ekip oluşturduk ve sabaha kadar size patozu hazır ettik bakın dedi camı açarak dışarıda bahçede kamyonun üstünde emrinize hazırdır” dediler “isterseniz kamyon gitsin sizi biraz burada misafir edelim olmaz mı?”

Sultan Hz. nin çok keyfi geldi ücreti ne kadar ise verelim dedi davrandı ama sofiler çok ricacı oldular “kurban müsaade edin Gavs’a bir hatıramız olsun” deyip para almadılar. Onlara çok hayır dua ettiler.

Sultan Hz. hemen davrandı müsaade ederseniz bizde kamyon ile gidelim geç kalmayalım bizi beklemesinler” diyerek izin istedi ve beraber köye kadar geldik olanları Gavs’a anlattık çok memnun oldu. Sâdatlar büyüktür………………

Engin’den

16 Yorum

Yorum Yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.